top of page
  • Yazarın fotoğrafıGüçlü Çocuk

Sosyal Soykırımın Çocuklarda Etkisi

İçerik: ergenlik dönemi, travma, din, mülteci

“Ergenlik döneminde bir evladım var. TR' de uzun müddet saklandıktan sonra ailecek çıkmak nasip oldu. Yaşadıklarımızı çıkana kadar hissettirmemeye çalıştık. Ne zaman ki TR'den çıktık, sorunlar baş göstermeye başladı. Daha çok dini konularda bu kendini gösterdi. Niye bunlar başımıza geldi? Bizler doğru insanlarız? Bu sorulara cevap vermeye çalışıyoruz. Fakat kendisi kabullenmek istemiyor. Bu tip sorular kendisini çok yoruyor. Neler tavsiye edersiniz?”




Cevap:

Bu soru dini bir boyuta sahip olmakla ve dini bir perspektifle ifade edilmekle beraber özünde bir kaç yıldır devam eden çok boyutlu, hayata doğrudan etki eden, sosyal soykırıma maruz kalma yaşantısının ve türevlerinin sebep olduğu ruhsal travmanın dışa vurulmasıdır. Her ne kadar ifade edilme biçimi öfke, sorgulama, beklentilerin gerçekleşmemesi sonucu oluşan hayal kırıklığını gösterse de “Neden bunları yaşıyoruz? Bizler iyi insanlarız, Allah neden bizlere bunları yaşatıyor?” gibi sorular aslında sorunun uzun süredir devam ediyor olması, fiili travmatik yaşantılardan kaynaklanıyor olması; sadece mental veya dini açıklamalar getirilmesi (“Dünyanın bir sınav yeri olduğunu, asıl yerin diğer dünya olduğunu” vs...) yaşayanın bu sorunla başa çıkması için yeterli olmayabilir. Şüphesiz mental/dini açıklamalar da gerekliliktir ancak soyut düşüncesi gelişmemiş bir çocuk için yeterli değildir. Sorun özünde birinci derecede soyut düşünceden, nazari bilgiden kaynaklanmayıp somut süreçten/travmatik yaşantılardan kaynaklandığı için sorunla başa çıkmak için sorunun cinsinden bir süreçle/yaşantıyla/amelle başa çıkmaya çalışmak ve bunu nazari bilgiyle desteklemeye çalışmak daha isabetli olacaktır. Bunun için üç boyutlu bir çözüm/başa çıkma yolu takip edilebilir: 1. Olan nedir? Durumu bütün boyutlarıyla tanımlamak, açıklamak, anlaşılır kılmak. 2. Neyin olmasını istiyoruz? Mental tutum ve yaşantı anlamında neyin olmasını, neyin değişmesini istiyoruz, amacımız ne? Amacı anlaşılır ve somut ifadelerle belirlemek. 3. Olmasını istediğimiz şey nasıl olacak? Olmasını talep ettiğimiz amaçlar nasıl gerçekleşecek, süreci ve kullanılacak enstrümanları belirlemek. Şimdi yukarıdakileri açıklayalım: 1. Olan nedir? Olay/süreç korku, dehşet veya çaresizlik hissine neden olmuşsa, olayda/süreçte kişinin kendisinin veya yakınının ölüm veya yaralanma tehlikesi (doğal afetler, kazalar vs.) veya hapis yatmak, malını mülkünü-işini kaybetmek, saklanmak, hicret etmek zorunda kalmak, aile fertleri olarak cebri olarak ayrı mekânlarda-ülkelerde yaşamak zorunda kalmak, Yunanistan'da veya mülteci olarak gidilen ülkelerdeki kamplarda uzun süre beklemek, mülteci olarak bulunulan yerlerde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek, yeni yaşam ortamına uyum sağlamada olağandışı sıkıntı yaşamak (insan eliyle maruz kalınan) travmatik olaylar/süreçler/yaşantılar olarak tanımlanabilir. 2. Neyin olmasını istiyoruz? Elbette istenen şey yukarıda belirtilen ve ruhsal travma belirtileri olarak görülen belirtileri ortadan kaldırmak veya en azından minimize edip çocuğun/ergenin kendi akranları gibi hayata angaje olmasını sağlamaktır. 3. Olmasını istediğimiz şey nasıl olacak? Çocuklar ve ergenler, yetişkinlere göre travmatik yaşantılara karşı daha savunmasız ve kırılgan olmakla beraber, doğru destek ve rahatlatma ile aynı zamanda travmanın etkilerinden daha hızlı kurtulabilirler de. Travmatik yaşantılar doğru yönetildiğinde yaşayanlar için kendilerini geliştirmeleri için ciddi fırsatlar da sunabilir. Bir çocuğun bir felakete veya travmaya tepkisi, ebeveynlerinin olaya olan tepkisinden/tutumundan büyük ölçüde etkilenebilir,( travmatik yaşantıyı, sürekli mazlumiyete-mağduriyete- kayıplara odaklanarak anımsatmak-dillendirmek çocukları çok daha hassas ve kırılgan hale getirebilir bunun yerine travmatik yaşantıyı inkâr etmeden veya hafife almadan nasıl kazanca ve fırsata çevrilebileceği, uzun vadede dil öğrenme, kaliteli bir eğitim alma, dünya vatandaşı olma gibi kazanıma çevrilebilecek faktörler öne çıkarılırsa çocuklar da buna göre pozisyon alır ) bu nedenle ebeveynin travma ve travmatik stres hakkında kendilerini geliştirmeleri önemlidir. Aşağıdaki önerileri dikkate alarak çocuğunuzun duygusal bir dengeyi yeniden kazanmasına, dünyaya/hayata güvenini yeniden kazanmasına ve travmanın etkileriyle başa çıkmasına ve hayata yeniden angaje olmasına yardımcı olabilirsiniz: 1. Medyaya maruz kalmayı en aza indirin Travmatik bir olay yaşayan çocuklar, yaşantıyı anımsatan yayınlara fazla maruz kalırlarsa (örneğin şu kadar kişi işten atıldı, bu kadar kişi tutuklandı, şunun malına mülküne el konuldu vs. gibi haberler) travmanın etkilerini derinleştirebilir. Mümkün olduğu kadar çocuğunuzun yatmadan hemen önce haberleri izlemesine veya sosyal medyayı kontrol etmesine izin vermeyin ve çocuğunuzun tekrar tekrar rahatsız edici görüntüleri izlemesini önlemek için TV, bilgisayar ve tablet üzerindeki ebeveyn denetimlerini kullanın. 2. Çocuğunuzu meşgul edin/hayata angaje edin Çocuğunuzu travmatik stresten kurtulmaya zorlayamazsınız, ancak birlikte vakit geçirip yüz yüze konuşarak, televizyondan, internetten, oyunlardan ve diğer dikkat dağıtıcı şeylerden uzaklaştırarak iyileşme sürecinde önemli bir rol oynayabilirsiniz. Çocuklarınızın hissettiklerini anladığınızı onlara hissettirin, hislerini, kafalarındaki soru işaretlerini sizinle paylaşmaları için kendilerini güvende hissedecekleri bir ortam oluşturmak için özel çaba harcayın. Dürüst olun, paylaştığınız bilgileri çocuğunuzun yaşına göre uyarlamanız gerekirken dürüstlük de önemlidir. Çocuklar etkilenmesin diye olayları olduğundan farklı göstermek, önemli bir meseleyi önemsiz gibi aksettirmek faydadan çok zarar getirebilir. 3. Fiziksel aktivitelere teşvik edin Fiziksel aktivite vücuttaki fazla enerji ve stresin atılmasına yardımcı olur, ruh halini iyileştirici etkide bulunur ve çocukların geceleri daha iyi uyumalarına yardımcı olabilir. Çocuğunuzun hoşlanacağı bir spor bulun. Basketbol, futbol, koşu, dövüş sanatları ya da kollarını ve bacaklarını hareket ettirmeyi gerektiren yüzme gibi aktiviteler, çocuğunuzun travmatik bir deneyim izleyen bu “sıkışmışlık- ezilmişlik” hissinden kurtulmasına yardımcı olur. 4. Çocuğunuza sağlıklı bir diyet uygulayın Çocuğunuzun yediği yiyecekler ruh halleri ve travmatik stresle başa çıkma yeteneklerini etkileyebilir. İşlenmiş ve hazır yiyecekler, rafine karbonhidratlar ve şekerli içecekler ve atıştırmalıklar, ruh hali dalgalanmalarına neden olabilir ve travmatik stresin daha kötü hissedilmesine sebep olabilir. Bunun yerine, bol miktarda taze meyve ve sebze, yüksek kaliteli protein ve sağlıklı yağlar, özellikle de omega-3 gibi çocuğunuzun ruh haline olumlu etkide bulunabilir. Yemek zamanında karın doyurmaktan daha fazlasını yapmaya çalışın. Ailenizin yemek için bir masa etrafında toplanması, çocuğunuzla TV, telefon ya da bilgisayarların dikkatini dağıtmadan konuşmak ve dinlemek için ideal bir fırsattır, bu fırsatı değerlendirin. 5. Çocuğunuza güven duygusu verin Travma bir çocuğun dünyayı görme şeklini değiştirebilir ve dünyayı aniden çok daha tehlikeli ve korkutucu bir yer olarak algılamasına sebep olabilir. Çocukların hem yakın çevrelerine hem de diğer insanlara olan güvenleri zedelenebilir. Çocuğunuzun güvenlik ve emniyet duygusunu yeniden oluşturarak yardım edebilirsiniz. Rutinleri (zamanı belirlenmiş düzenli aktiviteler) oluşturun. Çocukların yaşamında öngörülebilir bir yapı oluşturmak ve planlı zamanı belirlenmiş aktiviteler planlamak, dünyanın yeniden onlara daha istikrarlı görünmesine yardımcı olabilir. Kendi stresinizi yönetin. Ne kadar sakin, rahat ve odaklanmış olursanız, çocuğunuza o kadar daha iyi yardım edebilirsiniz. Geleceğe dair planlar yapın ve bunları çocuklarınızla paylaşın. Bu durum travmatik yaşantılara maruz kalmış çocuklardaki geleceğin korkutucu, kasvetli ve tahmin edilemez olduğu duygusunu gidermeye yardımcı olabilir. Bu ve benzeri yollarla çocuklar-gençler mümkün olduğunca hayata yaşantılar yoluyla angaje edildiğinde kafalarındaki soru işaretleri nazari bilgilerle gidermeye çalışmak daha kolay olacaktır.


26 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page