.png)
Travma Geçirmiş Bir Çocuğa Ebeveynlik Yapmak
Travmatik olaylar yaşayan çocuklara güvende olduklarını ve sevildiklerini hissettirmek gerekir. Tüm ebeveynler çocukları için bu tür bir ev ortamı sağlamalıdır . Ancak, travmanın etkilerinin ebeynler tarafından yanlış anlaşılması, çocukların davranışlarının yanlış yorumlanmasına yol açar ve ebeveynlerin sinirli ya da alıngan hissetmeleriyle sonuçlanır. Ebevynlerin rahatsız edici davranışı tanımlama girişimleri etkisiz olabilir, hatta bazı durumlarda zararlı bir hal alabilir. Burada bulunan travma ili ilgili bilgiler travmanın doğasını, çocuklar ve gençler üzerindeki etkilerini ve çocuğa yardım etme yollarını konu alır. Travma anlayışınızı artırarak çocuğunuzun iyileşmesine, onunla olan ilişkinize ve bir bütün olarak ailenize daha iyi destek olabilirsiniz.
Travma Nedir?
Travma, tehdit edici veya zarar verici yoğun bir olaya karşı duygusal bir tepkidir. Zarar, fiziksel veya duygusal olabildiği gibi, algıldan ibaret de olabilir ve çocuğu yahut yakınlarını tehdit edebilir. Travma bir olayın sonucu olarak da, zaman içindeki birden fazla olayın sonucu olarak da ortaya çıkabilir.
Potansiyel olarak travmatik olaylar şunları içerebilir:
-
Fiziksel, cinsel veya duygusal yönden istismar
-
İhmal
-
Yoksulluğun etkileri (evsizlik veya yeterli yiyeceğe sahip olmama gibi)
-
Sevdiklerinizden ayrı olma
-
Zorbalık
-
Sevilen bir kişiye veya evcil hayvana zarar verilmesine şahit olma (ör. aile içi şiddet veya toplumsal şiddet)
-
Doğal afetler veya kazalar
-
Bağımlılık yahut akıl hastalığı nedeniyle öngörülemeyen ebeveyn davranışı
Bu bilgiler Child Welfare Information Gateway'ın hazırladığı bilgi notundan derlenmiştir. Bilgi notuna şu linkten ulaşılabilir; https://www.childwelfare.gov/pubPDFs/child-trauma.pdf
Tedavi Edilmemiş Travmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Çocuklar dayanıklıdır. Yaşamlarında biraz stres olması (ör. okulda bir günlüğüne ailelerinden ayrılmak, ilk kez bisiklete binmek, bir oyundan veya performanstan önce gergin hissetmek) beyinlerinin büyümesine yardımcı olur ve yeni beceriler geliştirir. Bununla birlikte, tanım gereği, travma stresli bir deneyim olduğunda (istismar, ihmal veya zorbalık gibi) ortaya çıkar ve bu durum çocuğun doğal başa çıkma yeteneğini altüst eder. Bu olaylar “mücadele etme, kaçma veya donma” tepkisine neden olmakla birlikte hem beyinin dünyayı algılayışında ve karşılık verişinde değişikliklere sebep olur hem de vücutta bir takım değişiklikler -kalp atışının hızlanması, kan basıncının artması- doğurur.
Çoğu durumda, bir çocuğun vücudu ve beyni kalıcı zarar bırakabilecek potansiyel travmatik bir deneyimden hızla iyileşir. Bununla birlikte, bazı çocuklarda travma
normal gelişime mani olabilir ve uzun süreli etkiler bırakabilir.
.png)
Bedensel Etkileri
-
Strese karşı verilen fiziksel tepkilerin kontrol edilememesi
-
Kronik hastalık, hatta yetişkinlik zamanına kadar (kalp hastalığı, obezite)
Zihinsel Etkileri
-
Düşünmede, konsantre olmada, öğrenmede güçlük
-
Hafıza zayıflığı
-
Bir düşünce veya bir aktiviteden bir diğerine geçmede zorlanma
Duygusal Etkileri
-
Özgüven kaybı
-
Güvensiz hissetme
-
Duygu düzenlemede zorlanma
-
Kendisine birinci dereceden bakan kişiye karşı bağlılık oluşturamama
-
Arkadaşlık ilişkilerinde problemler
-
Güven problemleri
-
Depresyon, anksiyete
Davranışsal Etkileri
-
Dürtü kontrolünün azlığı
-
Kavgacılık, saldırganlık, koşarak uzaklaşmaMadde bağımlılığıİntihar
Travmanın etkileri çocuğa ve yaşanan travmatik olayların türüne göre çeşitlilik gösterir. Yukarıdaki tabloda travmanın çocukları etkilemesinin bazı yolları gösterilerilmiştir. Bu potansiyel sonuç listesi ebeveynlerin travmayı anlamasının neden böyle önemli olduğunu gösterir. Doğru türden yardım bu olumsuz sonuçların çoğunu azaltabilir hatta ortadan kaldırabilir.
Travmatik olayların etkisini belirleyen faktörler aşağıdakileri de kapsar:
YAŞ:
Küçük çocuklar daha savunmasızdır. Hatta ne olduğu üzerine konuşabilmek için çok küçük olan bebekler ve küçük çocuklar yetişkinliklerinde refahlarını etkileyebilecek travmatik olayların duygusal hatıralarını tutarlar.
SIKLIK:
Aynı türden travmatik bir olayı birden çok kez yaşamak veya çeşitli tip travmatik olaylar yaşamak, tek bir travmatik olaydan daha zararlıdır.
İLİŞKİLER:
Pozitif ilişkilere sahip çocuklar, ebeveynleri sağlıklı çocuklar çok daha hızlı iyileşirler. Anne ve babanın mental olarak sağlıklı oluşu ve çocuğuyla ilişkisinin iyi olması genel olarak çocuğun iyileşmesindeki en büyük etken olarak gözlemlenir.
BAŞA ÇIKMA
BECERİLERİ:
Zeka gelişiminin desteklenmesi, fiziksel sağlık ve benlik saygısı çocukların baş etmesine yardımcı olur. Bunları geliştirmenin yolları araştırılıp çocuğa uygun olanların uygulanması doğrultusunda büyük oranda iyileşmeye ulaşılabilir.
ALGI:
Çocuğun o sürede ne oranda tehlikede hissettiği veya düşündüğü ve ne derece korku duyduğu önemli bir faktördür.
DUYARLILIK:
Her çocuk farklıdır. Bazı çocuklar diğerlerine göre fıtraten daha duyarlı ve hassastırlar.
Çocuğun Davranışlarını Anlamak
Çocuklar travma geçirdiğinde, özellikle uzun bir süre boyunca çoklu travmatik olaylar meydana geldiğinde bedenleri, beyinleri ve sinir sistemleri onları koruma çabasıyla duruma uyum sağlar. Bu durum artan saldırganlık, güvensizlik veya yetişkinlere itaatsizlik, hatta ayrışma (gerçeklikle bağlantının kopması hissi) gibi davranışlara neden olabilir. Çocuklar tehlikede olduğunda, bu davranışlar hayatta kalmaları için önemlidir. Ancak, çocuklar daha güvenli bir ortama geçtiklerinde, beyinleri ve bedenleri tehlikenin geçtiğini fark etmeyebilir. Bu koruyucu davranışlar veya alışkanlıklar, sık kullanım sebebiyle daha büyük ve daha güçlü bir hale gelirler (düzenli olarak kullanılan bir kasın büyümesi gibi). Bu “hayatta kalma kaslarının” yeni durumlarında (eviniz) rahatlayabileceklerini öğrenmelerine yardım etmek yeniden eğitim gerektirir ve zaman alır.
Çocuğunuzun problemli davranışının strese karşı öğrenilmiş bir davranış olduğunu, hatta çocuğunuzun güvenli olmayan durumda hayatta kalmasını sağlayan bir davranış olduğunu hatırlamak yardımcı olabilir. Çocuğunuzun vücudunun ve beyninin içinde bulunduğu mevcut güvenli ortamına uygun davranmayı öğrenmesi zaman alacaktır ve sabır gerektirir.
TRAVMA TETİKLEYİCİLERİ
Çocuğunuz beklenmedik bir şekilde davranıyorsa
ve davranışları mantıksız ya da aşırı görünüyorsa,
travma tetikleyici yaşıyor olabilir. Tramva tetikleyici durum tramvatik olaydan tamamen farklı bir şekilde meydana gelir, ancak çocuğa orijinal olayı hatırlatır. Sesler, kokular, hisler, yerler, duruşlar, ses tonları ve hatta duygular tramva tetikleyiciye örnek olabilir.
Travmatik olaylar yaşayan gençler güvensiz hissettiklerinde veya tetikleyici bir durumla karşılaştıklarında geçmiş kalıpları yeniden canlandırır. Çocuğun “mücadele et” “kaç” veya “don” tepkilerine bağlı olarak, çocuk bir öfke nöbeti geçiriyor, kasten dinlemiyor veya meydan okuyor gibi algılanabilir. Buna rağmen, tetikleyicilere verilen yanıtlar en iyi şekilde refleks olarak değerlendirilebilir - kasıtlı veya planlanmış değillerdir. Çocukların bedenleri ve beyinleri bir travmatik hafıza altında ezildiğinde, davranışlarının sonuçlarını veya başkaları üzerindeki etkilerini değerlendiremez hale gelirler.
Yaşa Göre Belİrtİler
Tramva geçİrmİş bİr çocuğa ebeveynlİk yapmak, çocuğu 'kötü bİr çocuk' olarak görmekten çıkıp 'başına kötü şeyler gelmİş bİr çocuk' olarak görmeyİ gerektİrİr.




Aşağıdaki tablo tramva geçirmiş çocuklarda görülen belirti ve davranışların gelişimin farklı aşamalarında ortaya çıkabileceğini göstermektedir. Yaş aralıkları sadece rehber niteliğindedir. Travma yaşamış birçok çocuğun gelişimi takvim yaşlarının gerisindedir. Çocuğunuzun daha küçük çocuklarda yaygın olan davranışları sergilemesi normal olabilir.

Küçük Çocuklar
-
Sinirlilik ''huysuzluk''
-
Çabuk ürkme, zor sakinleşme
-
Sık öfke nöbeti
-
Yapışkanlık, dünyayı keşfetmede isteksizlik
-
Faaliyetlerin yaşıtlarına göre daha yüksek veya daha düşük seviyede olması
-
Dramatik oyunda veya konuşmada travmatik olayları defalarca tekrarlamak
-
Fiziksel gelişme, konuşma, veya diğer gelişim aşamalarında gecikmeler

Okul Çağındaki Çocuklar
-
Dikkat güçlüğü
-
Sessiz veya geri çekilmişlik
-
Sık gözyaşı veya üzüntü
-
Korkunç hisler ve fikirler hakkında sık sık konuşmak
-
Bir aktiviteden diğerine geçişte zorluk
-
Akran veya yetişkinlerle kavga etmek
-
Okul performansındaki değişiklikler
-
Yalnız kalmak istemek
-
Yaşıtlardan daha fazla veya daha az yemek
-
Evde veya okulda başını derde sokmak
-
Belirgin bir nedeni olmayan sık baş ağrısı veya karın ağrısıKüçük çocuklarda da görülen ortak davranışlar (başparmak emme, yatak ıslatma, karanlık korkusu)

Ergenlik Dönemindeki Çocuklar
-
Travma hakkında sürekli konuşmak veya tramva olduğunu reddetmek
-
Kurallara uymayı reddetme veya sık sık ters cevap verme
-
Her zaman yorgun olmak, akranlardan çok daha fazla (veya daha az) uyumak, kabus görme
-
Riskli davranışlar
-
Kavgacılık
-
Arkadaşlarla zaman geçirmek istememek
-
Uyuşturucu veya alkol kullanmak, evden kaçmak veya yasalarla başını derde sokmak
Tek başına bu işaretler çocuğunuzun travma geçirdiğini göstermez. Bununla birlikte, semptomlar aynı yaştaki çocuklar için tipik olandan daha şiddetli veya daha uzun sürerse veya çocuğunuzun evde veya okulda başarılı olma becerisine müdahale ederse, yardım almak önemlidir. (Buraya tıklayarak Çocuğunuza Yardım Etme bölümüne ulaşabilirsiniz.)
Travma Ve Akıl Sağlığı

Çocuğun evde veya okuldaki fonksiyon becerisini şiddetli veya yıkıcı düzeyde etkileyen tramva belirtileri akıl sağlığı tanıları ile çakışabilir. Örneğin;
-
Konsantre olmakta zorluk çeken çocuklara DEHB tanısı (dikkat eksikliği hiperaktivitesi bozukluğu) konulabilir
-
Endişeli veya kolaylıkla bunalan çocuklara anksiyete veya depresyon tanısı konulabilir,
-
Beklenmedik sorunlarla karşılaşan çocukların her durumu kontrol etmeye çalışabilir veya değişime karşı aşırı tepki gösterebilir. Bazı durumlarda, bu davranışlar karşıt meydan okuyan bozukluk (ODD) veya aralıklı patlayıcı bozukluk (IMD) olarak etiketlenebilir.
-
Bir travma tetikleyicisine yanıt olarak ayrı durma, otoriteye karşı gelme olarak algılanabilir veya depresyon olarak, DEHB (dikkat eksikliği hiperaktivitesi bozukluğu) olarak veya hatta gelişimsel gecikme olarak teşhis edilebilir.
Bu tanıların kısa vadede geleneksel akıl sağlığı yaklaşımları (belirtildiği yerlerde ilaç kullanımı dahil) ile tedavi edilmesi gerekebilir. Bununla birlikte, çocuğun travma deneyiminin altta yatan nedeni ele alınarak uzun vadede tedavi edilmesi daha etkili olacaktır.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Koruyucu bakımdaki her dört çocuktan veya gençten birinin travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) olarak bilinen belirli bir dizi semptom yaşadığı gözlenmiştir.
Bu dört tür semptom şunları içerir:
-
Yeniden deneyimleme / hatırlama (geri dönüşler veya kabuslar)
-
Kaçınma / reddetme (olayla ilgili üzücü anılar ve hatırlatıcılar)
-
Olumsuz bilişsellik ve ruh hali (yabancılaşmış hissetme, kalıcı olumsuz inançlar)
-
Uyarılmadaki değişiklikler (pervasız davranış, sürekli uyku bozukluğu)
Çocuğunuzun TSSB'nin tüm semptomlarını göstermemesi, bunun travmadan etkilenmediği anlamına gelmediğinin bilincinde olmak önemlidir.

Çocuğa Yardımcı olmak
Çocukluk travmasının ciddi ve kalıcı etkileri olabilir, ancak daima umut vardır. Destekleyici, sevecen yetişkinlerin yardımıyla çocuklar iyileşebilir ve iyileşirler. Aşağıdaki ipuçlarını göz önünde bulundurun:
Travma tetikleyicilerini belirleyin.
Yaptığınız veya söylediğiniz bir şey veya evinizdeki zararsız bir şey, çocuğunuzu farkında olmadan tetikliyor olabilir. Duruma uygun olmayan davranış kalıpları ve reaksiyonları izlemek önemlidir.
Çocuğunuzun dikkatini dağıtan, endişelendiren veya öfke nöbeti veya patlama ile sonuçlanan nedir? travmatik anıları tetikleyen durumlardan kaçınmasına yardım edin, en azından daha fazla iyileşme gerçekleşinceye kadar,
Duygusal ve fiziksel olarak erişilebilir olun. Bazı travmatize çocuklar, yetişkinleri uzak tutacak şekilde hareket ederler (bunu isteyerek ve istemeyerek yapabilirler). Çocuğunuzun kabul edeceği şekillerde ona dikkatinizi verin, onu rahat hissettirin ve ona cesaret verin. Küçük çocuklar ekstra sarılmak ya da sarılmak isteyebilir; gençler için bu sadece bir aile olarak birlikte vakit geçirmek anlamına gelebilir. Bu hususlarda onların önderliğini takip edin ve çocuklar muhtaç görünüyorsa ihtiyaçlarını sabırlı olarak gidermeye çalışın.
Yanıt verin, tepki vermeyin. Tepkileriniz halihazırda bunalmış hisseden bir çocuğu veya bir genci tetikleyebilir. (Bazı çocuklar doğrudan çok uzun süre bakılmaktan bile rahatsız olur.) Çocuğunuz üzgün olduğunda, sakin kalmak için elinizden geleni yapın: Sesinizi azaltın, çocuğunuzun duygularını kabul edin, güven verici ve dürüst olun.
Fiziksel cezadan kaçının. Bu, istismara uğramış bir çocuğun stresini veya panik hissini daha da kötüleştirebilir. Ebeveynler makul ve tutarlı sınırlar ve beklentiler belirlemeli ve arzu edilen davranışlar için övgü kullanmalıdırlar.
Davranışı kişisel algılamayın. Çocuğun yargılanmadan duygularını hissetmesine izin verin. Duygularını ifade etmek için gerekli kelimeleri ve diğer kabul edilebilir yolları bulmasına yardımcı olun ve bunlar kullanıldığında övgü sunun.
Dinleyin. Zor konulardan veya rahatsız edici sohbetlerden kaçınmayın. (Ama çocuklar henüz hazır değilse konuşmaya zorlamayın.) Çocuklara travmatik bir deneyimden sonra birçok duygu hissetmenin normal olduğunu bildirin. Tepkilerini ciddiye alın, travmatik olayla ilgili yanlış bilgileri düzeltin ve olanların onların suçu olmadığı konusunda onlara güvence verin.
Çocuğunuzun rahatlamayı öğrenmesine yardımcı olun. Çocuğunuzu yavaş nefes alıp vermeye, sakinleştirici müzikler dinlemeye veya olumlu şeyler söylemeye teşvik edin (“Artık güvendeyim.”).
Tutarlı ve öngörülebilir olun. Yemekler, oyun süresi ve yatmadan önce düzenli bir rutin geliştirin. Çocuğunuzu herhangi bir değişik veya yeni bir deneyim öncesi hazırlayın.
Sabırlı olun. Herkes travmadan iyileşme süreci farklılık gösterir ve güven bir gecede gelişmez. Her çocuğun kendi iyileşme seyrine saygı duymak önemlidir.
Kontrolin onda olmasına müsaade edin. Makul, yaşa uygun seçimler, bir çocuğu veya bir gencin kendi yaşamını kontrol etme sağduyusunun gelişimini teşvik eder.
Benlik saygısını teşvik edin. Olumlu deneyimler çocukların travmadan kurtulmasına ve direncini artırmasına yardımcı olabilir. Örneklendirmek gerekirse; yeni bir beceriye hakim olmak; bir topluluğa, gruba veya amaca ait olma duygusu hissetmek; hedeflerin belirlenmesi ve gerçekleştirilmesi; ve başkalarına hizmet etmek.